14 Temmuz 2008 Pazartesi

TARİH : 26 ARALIK 1921

ORDUDA YOLSUZLUK YAPILDIĞI İDDİASI İLE MİLLİ SAVUNMA BAKANI REFET PAŞAYI DÜŞÜRMEK İÇİN VERİLEN GENSORULAR İLE İLGİLİ BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN YAPTIĞI KONUŞMA:
(Birçok milletvekili tarafından Milli Savunma Bakanı Refet Paşa ile ilgili verilen gensorularda özellikle şu iddialar ileri sürülüyordu: “Cephede askerler çıplaktır, bu nedenle hastalıktan ölmektedirler. Subaylar ve askerler dört aydır aylık alamıyorlar. Cephede yük taşıyacak hayvanlar açlıktan öldüğü için, kağnılara askerler koşuluyor.”
Bu ve benzer iddialara yanıt vermek için söz alan Milli Savunma Bakanı Refet Paşa özetle şunları söyler: “Ben Başkomutan Paşa Hazretlerinin imza attığı her kağıdı imzalarım. Top seslerinin Ankara’ya kadar geldiği sırada sadece hayvanlar değil 100 bin kişilik ordu da aç kalma tehlikesi ile karşı karşıya idi. Başkomutan, askerlik kanununda yaptığı değişiklikle bizi bu tehlikeden kurtardı. Arkadaşlar, 100 bin kat elbise hazır ama beş milyon lira istiyorlar. İtalyanlarla 80 bin kat elbise için anlaştık. 20 bin elbise parası yatırıldığı için, bu kadar elbise gönderdiler. Verdiğiniz 500 bin lira ile 34 bin elbise yaptırabildik.”
Refet Paşa yaptığı bu konuşmada asker elbiseleri ile ilgili sayı olarak detaylı bilgi verir. Daha sonra sözlerine devamla; “Arkadaşlar, öküzler yeterli gıda alamadıkları için ölüyor. Kağnı arabalarından ordu memnun değildir, at arabası istiyorlar. Ancak yurtta yeteri kadar at arabası bulunamıyor. Bu savaşta, biz gerektiğinde kağnıya öküz yerine insan koyarız veya biz öküz yerine arabaya koşuluruz. Askerlik hayatı büyük sıkıntıdır. Bu sıkıntıya subaylar da dahildir, onlarda büyük sıkıntı çekmişlerdir.’
Milli Savunma Bakanı Refet Paşa ile ilgili eleştirilerin devam etmesi üzerine Başkomutan Mustafa Kemal Paşa söz alır).
MUSTAFA KEMAL PAŞA (Başkomutan)– Yüce Heyetinizi uzun zamandan bu yana inciten, üzen olay, ordumuzun istenildiği gibi elbise ve eksikliklerinin tamamlanamaması olayıdır. Bu durum birçok sebeplerle tartışılıp, eleştirilmektedir. Açıklamaya başlamadan önce şunu sunmak isterim ki, Başkomutanlık bütün bu işlerle ilgilenmekte ve bunları takip etmektedir. Başkomutanlık Kanunu göz önüne alındığında bu konuda söz söylenmesi gereken kişi yalnızca başkomutandır. Başkomutan ordunun noksanlarını görür, bakanları uyarmadığı zaman sorumluluk doğrudan bu makama aittir. Milli Savunma Bakanı yapılması mümkün olan bir şeyi yapmıyorsa, Başkomutan da buna inanmışsa, o bakanlığı daha iyi yapacak birini atar. Bu sözlerimden anlaşılacağı gibi Milli Savunma Bakanı yapılması gerekli şeyleri yapmıştır.
Aylık olayı söz konusu edildi. Ordular aylık alıyor mu? Ne kadar zamandır almamışlardır? Acaba orduda daha erken aylık alan var mıdır? Görüyorum ki Meclis, Batı cephesindeki ordu ve askeri birlikleri amaçlıyor. Askerlerimiz yalnız burada değildir, başka yerlerde de vardır. Ancak incelememi düşmanla temas halinde olan Batı cephesine ayırmak isterim. Yakında yaptığım kısa ve zorunlu hesap sonucu sadece Batı cephesinin er ve subay aylık toplamı 833.000 liradır. İnceleme sonucu, Garp cephesi askeri birliklerinin, Temmuzdan Ekim sonuna kadar üç milyon aylık alacakları vardır. Demek ki, Batı cephesinin dört aylık alacağı vardır. Ülke içinde yaşayanların, düşman karşısında bulunanlardan daha fazla aylık almalarını engellemek için Maliye Bakanına emir verdim. Batı cephesinde bulunanların dışında kalanlara, ayrıca fazla ödeme yapılmaması için de emir verdim. Ancak kabul etmeliyim ki uygulama olanağı bulamadık. Maliye Bakanı bir gün bana dedi ki: “Meclis aylık alacaktır. Ben de arkadaşlarımı üzmek ve zorda bırakmayı istemedim. Onlara ödenecek para fazla değildi. Yüce Heyetiniz aylık aldığında, memurlar da, Ankara’da bulunan askerler de istiyor. Onların arasında top yapanlar, fabrika müdürleri de var. Tam aylık değil, askere bir miktar para vermek için 450 bin lira bulmak gerekiyor. Maliye Bakanı ile birlikte para bulmaya çalışıyoruz, bulamıyoruz. 450 bin lira ile dört aylıklarına karşılık askerlere biraz para vereceğiz. Ancak yurt içinde dört aydır, ihtimal daha fazla zamandır aylık alamamış polis ve memur var. Artık aylık dağıtımının nasıl yapılacağını ciddi şekilde ayrıntılarıyla düşünmek gerekir. Aylıklarını almış olanlara, dört ay para vermeyeceğiz desek, acıklı bir yoksulluğa sürüklemiş olacağız.” Bu durumu Maliye Bakanı anlatacaktır. Aylıkların süresinde verilmemesinden subayların fazlaca tepki duymalarını korku verici buldum ve komutan arkadaşlara bunu olay yapmamaları için rica ettim. Para imkanı olduğunda verilmeyen aylıklar verilecektir.
Ordudaki elbise konusunda, Milli Savunma Bakanı bugün yaptığı açıklamalarda benim görüşlerimi dile getirdi. Son aya kadar orduya birkaç kere elbise verilmiştir. Bir yıl içerisinde orduya 76 bin kaput verilmiştir. Kaput verilenlerden ölen ve kaçanlar vardır. Son aylarda Milli Savunma Bakanlığı 416000 kat elbise ısmarlamıştır, ancak eline geçen para yalnızca 500 bin liradır. Bütün engellere karşılık Milli Savunma Bakanlığı bu para ile 65 bin elbise, 82 bin kaput yaptırmıştır. Sadece Batı Ordusu göz önüne alındığında 200-250 bin insanı giydirmek söz konusudur.
Bugün Batı Ordusunu istediğimiz şekilde giydirebilmek için Milli Savunma Bakanlığının daha 100 bin kat elbise ve kaput yaptırması gerekiyor. Bu 100 bin kat elbisenin hesabını yaptım, 5 milyon lira gereklidir. Efendiler gezici ordu söz konusudur ve onlar için de elbise, kaput, çadır lazımdır.
Arkadaşlar bu fırsattan yararlanıp Yüce Heyetinize bu nokta üzerinde bir gerçeği söylemek istiyorum. Amacımız, karşımızda bulunan Yunan ordusunu kesinlikle yenilgiye uğratacak kuvvetli ve donanmış ordu meydana getirmektir. Aldığımız bilgiye göre Yunanistan savaşı istenilen düzeye çıkarmak için değişiklikler yapıp, eksiklerini tamamlıyor. Bizim ordumuzun da aynı derecede eksiklerini tamamlanması gereklidir. Enine boyuna inceledim, ordumuzun istenilen duruma gelmesi için, elbisesi, silahları, cephanesi bütün donanımıyla kırk beş, elli milyon liraya ihtiyaç vardır. Bu paranın da zamanında elimize geçmesi şarttır. Bu dakika elli milyon liralık kredimiz olsa, iki üç ay içinde karşımızda bulunan Yunan ordusunu ezer geçeriz. Şu anda biz, iğne ile kuyu kazmakla uğraşmayız. Bu konuda Cenabı Hak’tan daha iyi olmamızı isteyeceğiz. Bu derece ihtiyacı Yüce Heyetinize şimdiye kadar hiç bir zaman söylemedim. Ordunun ihtiyaçlarının alınması için sizden elli milyon isterim. Maliye Bakanı bunu düşünsün ve hepimizi inandırsın. Sizler de düşünün, başka çözüm yolu yoktur.
Bir defaya özgü olmak üzere bu parayı kesinlikle dıştan sağlamak zorundayız. Fransızlarla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Ayrıca Rus dostlarımızdan da bir kısım ihtiyaçlarımızı sağlamaya uğraşıyoruz. Bu çalışmalarımızın ne zaman sonuçlanacağını üzülerek söylüyorum ki bilemiyoruz. Akşehir görüşmemizde üç milyonumuz olsa idi ihtiyaçlar ısmarlanacaktı. Sonuç sanıldığı kadar kolay değildir. Söyleyeceklerim bunlardı. İlgili gensoru düşüncesinden vazgeçip, para bulmanın olanaklarını araştıralım. Bakan bizi sık, sık aydınlatsın, konuyu ortaya koyup incelemeye çalışalım.
(Mustafa Kemal Paşa’dan sonra söz alan Maliye Bakanı Hasan Bey özetle şunları söyler: “Bakanlığa geldiğim zaman birikmiş hiç para yoktu. Doğu illeri aylıklarını alamamıştı. Milli Savunma Bakanlığının istediği 12 milyon ek ödenek söz konusudur. 1921 bütçesi 91 milyondur. Gelir bütçesi 54 milyon olduğuna göre 35 milyon lira açık karşısındayız. 1922 yılı gelir bütçesi 59 milyon olacaktır. Ben yaratmak gücüne sahip değilim. Bundan fazla vergi alacağımıza da inanmıyorum. İhtiyacımız olan parayı bulmak için borç almak gereklidir. Ben 60 milyondan on para fazla bulamam. Eğer bundan fazlasını bulacak biri varsa ben elini öper, bugün bakanlıktan çekilirim.”)

Hiç yorum yok: