14 Temmuz 2008 Pazartesi

TARİH : 17 MAYIS 1920

MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN ÜLKENİN GENEL DURUMU İLE İLGİLİ YAPTIĞI KONUŞMA

Efendim, beş, altı günden bu yana içerde meydana gelen olayları sırası ile sunacağım. Son verdiğim bilgide Arif Bey komutasındaki bir müfrezemizin Kızılcahamam’a geldiğini ve oradaki diğer kuvvetlerle birleştiğini söylemiştim. Bundan dört, beş gün önce Arif Bey çadırında yatarken öldürülmüştür. Şu ana kadar yaptığımız araştırma sonucunda belli bir noktaya ulaşılamadı. Olayın içerden veya dışardan meydana geldiğine ait kesin bir ip ucu elde edemedik. Bununla birlikte derinliğine soruşturma sürüyor.
Arif Bey’in kaybı ile oradaki durumumuzda hiçbir değişme olmamıştır. Orada yine kuvvetler vardır. Yalnız Arif Bey’in doğrudan kendisine bağlı olarak şuradan buradan topladığı erlerin bazıları memleketlerine dönmek istemişlerdir. Üzüntüleri yüzünden artık orada kalamayacaklarını söylemişlerdir. Bunlardan kimini bıraktık (terhis ettik), kimini başka yerlere gönderdik.
Genelde Bolu ve Düzce’ye karşı almakta olduğumuz daha geniş askeri önlemleri ayrıntılarıyla açıklamamıştım. Bu ayrıntılarda şunu sunacağım: Mudurnu’da sadece küçük bir birliğimiz vardı. 13 Mayıs öğleden sonra, kuzeyden gelen bir kısım asiler, yörede bulunan köylüleri korkutup yanlarına alarak Mudurnu Birliğimiz’e saldırdılar. O gün savaş akşama kadar ve gece de devam etti. Henüz güneyden gelmekte olan kuvvetler katılmamıştı. 14 Mayıs günü bu birlik kendini savunup çarpışmayı kazandı. Karşı saldırı sonucu asiler perişan bir şekilde dağıldılar. Kaçan asileri süvariler gece de izlemeye devam etti. Piyade birliklerimizle Abant’ın güneyinde yeniden şiddetli çarpışma başladı. Mudurnu’dan gelen güçlendirilmiş askeri birliklerin saldırısı sonunda asiler yeniden yenildiler. Bir kısmı kuzeye, bir kısmı batıya kaçtı. Savaş bu şekilde son bulmuştur.
Aynı tarihte 13 Mayısta Geyve boğazı kuzeyinde bir olay meydana geldi. Son alınan bilgiye göre Anzavur: Adapazarı, Hamidiye, Kemaliye, Kumbaşı köylerine, yanında 400-500 kadar asi ve bir top ile gelmiş. Geyve boğazının kuzey doğusunda bulunan sırtlara, Boğazköy yöresine 10-16 Mayıs gecesi baskın yapmış ve oradaki sırtları ele geçirmiş.
Dün 16 Mayısta tarafımızdan yapılan karşı saldırıda, Anzavur’un kuvvetleri yenildi. Yeniden güneye eski yerlerine kaçtı. Bundan dolayı asilerin Geyve boğazında ve Mudurnu yönünde hareketi bu şekilde başarısız kaldı. Biz yine planımızı uygulamaya devam ediyoruz.
Bunlarla uğraştığımız sırada Yenihan’da bir olay oldu. Biliyorsunuz Yenihan Sivas’ın kuzeyindedir. Nazım adında ünlü bir eşkıya, Kara Mustafa ve bir de katil Saim adlı bir adam Yenihan ve Zile’de karışıklık çıkartmışlardır. Aynı tarihte Yenihan merkezinde 400-500 kişi toplanıp Sivas Valiliği’ne verdikleri ültimatomda diyorlar ki: “Siz padişahla savaşıyorsunuz, bundan vazgeçiniz. Ayrıca bizden çok vergi, asker alacaksınız.” şeklinde sözler söyleyip, gözdağı vermişler. Anlaşılan halkın bir kısmı anlamadan, bir kısmı zor ve baskı ile bu işe katılıyor. Askerlerin aldığı önlemler sonucu halk dağılmış. Nazım ve Kara Mustafa’nın yağmacılık yaptığını kendileri de görmüşler. Bu suretle Yenihan’da ortaya çıkan olay bugün için yok edilmiş bulunuyor. Ancak nedenlerini izlemekteyiz.
Konya merkezinde ve civarında kışkırtma sonucu meydana gelen olay sonrası, vali ve komutan orada sıkı yönetim ilan etmek zorunda kalmıştır. 15 Mayıs tarihinden bu yana Konya’da sıkıyönetim ilan edilmiştir.
Fransızlarla ilgisi olduğu için küçük bir olayı da anlatayım. İstanbul Hükümeti tarafından Zonguldak bağımsız liva (sancak) yapılmak istenmiş. Daha önce tarafımızca idari olarak liva yapılmış ve vekil kaymakam atanmıştı. Kendisine “İstanbul’dan bir liva yöneticisi gelirse engel olunuz.” diye emir verilmişti. Son aldığımız bilgiye göre İstanbul’dan Kadir Bey adında biri gelmiş ve doğrudan Fransız karargahına giderek orada liva yönetimini üslenmiş. Biz Zonguldak’ ın ele geçirilmesine (işgaline) engel olmak istiyoruz.
Doğu Trakya’da Fransız mandası isteyelim, başarılı olur mu? diye düşünenler vardı. Fransız mandasına girmenin sonucu, Yunanlılara verilmek olacaktı. Edirne’de iki yüz kırk kişiden oluşan bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda alınan en son kararda: Kesin olarak varlıklarını koruma ve Yunanlılara karşı savunma kabul edilmiştir. Gerek bu heyetten ve gerek kumandanlardan aldığımız en son telgrafta bu kararın çok kesin olduğu bildirildi.
Barışı ile ilgili şartların İstanbul delegelerine bildirildiğini duymuşsunuzdur. Yanıt verilmek üzere de bir ay süre verilmiştir. Konu ile ilgili bizim de bilgimiz vardır ancak, alınan kararlar henüz yayınlanmadı. Bize özel olarak gelen bilgide; Trakya’nın Çatalca hattına kadar olan kısmı ve İzmir Yunanlılara verilecek, doğuda bir kısım toprak Ermenilere bırakılacaktır. Bir de İstanbul boğazları ile ilgili Londra kararlarının uygulanacağı bildiriliyordu.
NEBİL EFENDİ (Afyonkarahisar)- Barış konferansında Aydın hakkında bir şey var mı?
MUSTAFA KEMAL PAŞA – İzmir Yunanlılara bırakılacak, demişler. Yunanlılar Birkaç gün önce 10 Mayıs 1920 tarihinde İzmir’in kuzey cephesinden bir saldırı yaptılar, bildiğiniz gibi başarılı olamadılar.
Doğu ile ilgili yeni bir bilgi yoktur. Ancak Batum’da ki İslam Cemiyeti üyelerinden Mehmet Edip, Ahmet Akif, Mahmut Celal Efendiler Büyük Millet Meclisi ile temas kurmak üzere 13 Mayısta Samsun’a geldiler. Burada dikkat edilecek iki şey var. Gürcülerle, Ermenilerin çoğunluğu bolşeviklere anlaşmak istemektedir. Ancak İngilizlerden bir kısım çıkar elde etmek için şimdilik karşı görünüyorlar. Gerçi Bolşeviklere meyilli olan Gürcülerin onlarla anlaşma yaptıklarıyla ilgili bilgi vardır. Ancak bunu haber olarak sayıyoruz. Bu nedenle bu durumdan uzun boylu bahsetmek istemem.
HAMDİ NAMIK BEY (İzmit Milletvekili) – Azerbaycan tarafından bize bir başvuru var mı?
MUŞTAFA KEMAL PAŞA (Devamla) – Bizim başlangıçtan bu yana Kafkasya’da temsilcilerimiz vardır. Son aldığımız bilgiye göre, Azerbaycan-Türkiye anlaşmasının onaylanmış olduğu söylenmektedir. Ancak detayları olmadığı için sunmuyorum. Azerbeycan Hükümeti ile işbirliği sağlamak çıkarımızadır.
HAŞİM BEY (Çorum Milletvekili) – Paşa Hazretleri, Ermenilerin Bolşeviklerle anlaşması bizim aleyhimize olur. Biz onlardan önce Bolşeviklerle anlaşma yapsak olmaz mı?
MUSTAFA KEMAL PAŞA (Davamla) – Onlarla yapacağımız anlaşmanın kendi vicdanımıza ve aklımıza uygunluğunu görmeliyiz. Bunu gördükten sonra genel kurulunuza sunar ondan sonra bir karar veririz. Bundan önce milletimizin isteklerini gerçekleştirmek için her türlü girişimde bulunma yetkisini Bakanlar Kuruluna vermiştiniz. Biz bu yetkiye dayanarak her yerde girişimde bulunmaktayız. Ancak bu girişimin eyleme dönüşmesi için tarihe karşı, millete karşı çok duyarlı olmak zorundayız.
MUSTAFA EFENDİ (Antalya Milletvekili) – Gerede ve Çerkeş’te durum nasıldır? Halkın hareketi nasıldır?
MUSTAFA KEMAL PAŞA (Devamla) – Bildiğiniz gibi Gerede’de bir kısım halk Düzce’den gelenlerle birlikte hareket etmiştir. Asıl yola getirilmesi gerekli olanın Düzce olduğuna inanmış bulunuyoruz. Bu nedenle oraya karşı harekette bulunacağız. Ondan sonra Gerede’liler biz isyana devam etmek istiyoruz derlerse, onun da gereğini yaparız.
DR. MAZHAR BEY (Aydın Milletvekili) – Arif Bey’in öldürüldüğü haberinden sonra birçok öldürme ve yağma girişimi olduğu söyleniyor. Bu durum gerçek midir? Konu hakkında yüce heyetiniz önlem almış mıdır?
MUSTAFA KEMAL PAŞA - Arif Bey öldükten sonra asilerin bazı köyleri yaktığı, bazı yerleri cezalandırdığına ait bilgi vardır. Ancak halk tarafından bize yapılmış bir şikayet yoktur. Bu bilgileri kendi insanlarımız aracılığı ile alıyoruz. Aldığımız önlemlerde, askerlerin baskı yapmalarını yasakladık. Yalnız buna neden olanlar bulunup, yasal işlem yapılması doğru olacaktır. Halka zarar vermemek, varsa bu tür olayların tekrarına engel olmak gerekir.
MUSTAFA BEY (Şebinkarahisar Milletvekili) – Memleketten gelirken birçok ilçe ve sancaklara uğradım. Görüştüğüm bir kısım şahıslar, İstanbul ile anlaşmadıktan sonra, bu çatal kazık yere batmaz. İstanbul’ ile uzlaşmanın çaresine bakmak lazımdır diyorlar. Anlaşma konusunda bir girişim var mıdır?
MUSTAFA KEMAL PAŞA (Devamla) – Bizim İstanbul’da tanıyacağımız bir hükümet yoktur. İstanbul’da bulunan hükümet, düşmanların silahlı saldırısına uğramıştır. Bundan dolayı İstanbul ile anlaşmak demek, İstanbul’dan düşmanları kovmak demektir.

Hiç yorum yok: